hatta letonyadada ne kadar:)

zamanında arkadaşla estonya'ya gidicez diye gaza gelip bakmıştık. bim tarzı ucuz bi market vardı, adını unuttum, orada bizim burada 80 liraya aldığımız vodkalar falan 20-25 lira civarındaydı, onu hatırlıyorum.

polonya'da da 100 cl sobieski 20 lira civarında eğer sallamıyorlarsa. bizzat test etmişliğim, görmüşlüğüm yok, duyum sadece. :)

@der meister 100 lük zubrowka (polonyanın en kalitelisi) 30 zloty (15 tl) , sonieski ise 20 zloty (10 tl).

Bizzat şişelerce içmişliğim test etmişliğim var:)

zaten estonya'nın ucuz olduğunu biliyordum, polonya'yı da öğrendim böylece. gene de bakalım finlandiya'da yaşayan bir yazar çıkarsa net sayı vermesi çok daha iyi olacak.

pahalı deniliyor ama şimdi bakınca türkiye'de de hayvan gibi pahalı alkol. neye kime göre pahalı? bi de

@hayaletimsi letonya hakkında tek duyduğum şey baltık ülkelerine göre daha pahalı olması.

sadece o 6 tskımın maçları

1- sadece çıkan takımların arasındaki maçlar bir üst tura taşınıyor.

2- kura böyle denk geldi.

yani misal biz şimdi litvanya'yı ve ispanya'yı yendik diyelim. gruptan da onlarla biz çıktık. ikisini de yendiğimiz için hop, 4 puanla mı başlıyoruz?

evet aynen öyle. 2 galibiyeti bir üst gruba taşımız oluyoruz. inşallah da yeneriz çünkü B grubundan da çok güçlü rakipler geliyor (Sırbistan, Fransa, Almanya yüksek ihtimal), böyle bir avantaj şart.

başkaları baydığı için

bu kadar takılmamak lazım hacı.
mesela bu bayram hiç dışarı çıkmadı tek başıma.
yedim içtim yattım film izledim.
yalnızlıkta sosyalleşmekte bir ihtiyaçtır sonuçta.
hangisi işine gelirse onu yap.
yapılan şeyin çok anlamlı olması gerekmiyor.
sen nasıl mutluysan öyle olsun.

ben de biraz böyle bir insan olduğum için az çok kendimden bahsedeyim. genelde insanlardan çabuk sıkılırım. bi yerde çok fazla kalmayı sevmem, kafama göre hareket etmeyi severim. bilmediğim şeyleri öğrenmeyi ve öğrenmek için de zaman yaratmayı severim. bol bol düşünürüm ve hayal kurarım bundan da zevk duyarım. iyi bir film izlemek, kitap okumak için zaman yaratmaya çalışırım. ayrıca genelde yalnız kalmak isteyen insanların bir hobisi de olur, mesela ben resim falan yaparım. bu gibi sebepler yüzünden arkadaşları ekmişimdir.

tam cevap oldu mu bilmiyorum ama az çok bu gibi sebepler yani..

yalnız kalmak, yalnız kalmanın bir sonucu. yani şöyle söyleyeyim, yalnız olduğunu fark edince bundan keyif almaya, onunla yaşamaya başlıyorsun. çevrende birisi olunca da kendi hayatından, düzeninden uzaklaştığını fark ediyorsun. en azından bende böyle.

bi de beni kimse sevmiyo o yüzden yalnızım. eskiden kaynaşmayı deniyodum. sonra tartışıyoduk anlaşamıyoduk. şimdi onu da yapmıyorum.

iyi değil be yalnızlık bana çok kalablıktan kaçmak değil de mutluluktan sıkılmak gibi geliyo yalnız kalma isteği, herşey tadında güzel kalmayın yalnız falan hiç hoş değil .

aktivia yoğurtlar 4 günde bir sıçan arkadaşımı günde bir sıçar hale getirmişti.

onlarıda denedim sürekli kullanmak gerekiyor bıraktığın anda sıçmada kesiliyor.

Ps: Son 8 ayda doktor kontrolünde 30 kilo verdim.

o ilaçların uzun süreli kullanımının kanser yapabilme ihtimalini okuyunca prospektüsten tırsmıştım çok, taze cevizi akşamdan suda bekletip sabah aç karnına suyunu içme, hafif sıcak su ile bal karışımı, kayısı, elma suyu, keten tohumu vs. gibi vucudunuza uyacak doğal yöntemlerden birini deneyerek bulsanız?

meyve sebzeyi de mümkün olduğunca çok tüketin..

duphalac vermişti doktor bana. affedersin sıçarken seni de alıp götürüyor, öyle enfes etkisi var. bir tatlı kaşığı iç keyifle sıç.

her sabah kalkinca iki bardak, caydanlikta hafif ilitilmis su ic. kuru kayisi, kuru erik, evde kendi patlattigin misir ye. havuc, portakal gibi posa biracak her seyi ye. meyve suyu icme. cay, kahveyi abartma. fast "food"dan uzak dur.

ben de aynı dertlerden şikayetçiyim. sabah yüksek lifli müsliyle güne başlayıp, öğle ve akşam da hep sebze yemeği, salata yersen sorun yaşamıyorum. ama hiç pilav, makarna, hamur işi, ekmek vs. tüketmiyorum. haftada 2-3 defa et yiyorum. yani böyle tatsız tuzsuz beslenirsen sorun yaşamıyorsun. bir de activia da baya işe yarıyormuşi ben yoğurt yiyemediğim için bilmiyorum.

aklına gelen bişey varsa takılalım :)

huzurevine falan ziyarete gidin

sağım solum yok bayadır ..

buyrun beraber işe gidelim.

two and a half men izle hehe. bi de yemek ye. yapması biraz zaman alacak bir şeyler yap. mesela benim için makarna bile o kategoriye dahil, 10 dakika uzun bi süre. işte ne bileyim ye, dizi izle, sözlükte bazı başlıklara takıl. geçiyor zaman. ne bileyim yapılmış en aptalca dalgınlık, bir üniversitede yaşanabilecek en dumur olaylar, türkçe altyazı bombaları... bu tarz başlıklarda çok ama çok güzel entryler olur genelde. hiç değilse 9gag'a bak.

p90x? :)

yaptım da geldim :)

yoksa yeniden bir zirve mi yapsak :) 3e :) :)

üniversitelerin açılmasını bekliyorum ya çok katılım olmaz galiba şu anda :)

katil bulma yok ama ilk (bkz: sayko) geldi aklıma.

vampir diye saçmasapan bir şey vardı, herkes gözlerini yumuyordu, birisi birilerini mıncıklıyordu, o mıncıkladıkları vampir oluyordu. sonra herkes gözlerini açıyordu, vampiri bilmeye çalışıyordu. vampir olmayan birisi seçilirse insanlık tarihi insan kaybediyordu falan.

o geldi aklıma olabilir mi? o da öldürmeliydi en nihayetinde.

ben de hatırlıyorum ve merak ettim oyunu şimdi. böyle bir evde işlenen cinayeti çözüyordun hizmetçi falan vardı şüpheliler arasında. şu saatte neredeydi ne yapıyordu falan diye sorular soruyordun. bu dimi? biri adını hatırlasa ne süper olur.

kartlar dağıtılıyordu oyunculara; uşak, polis, bahçevan, söför, ev sahibi falan gibi. sonra kurayla birine katil çıkıyordu, kimseye söylemiyordu. kimse kimsenin ünvannı bilmiyordu, sorularla bulmaya çalışıyorlardı. bir de cinayet silahı vardı; ütü, ip, araba falan gibi. onu da bulmaya çalışıyorlardı (neyle cinayet işlendi diye). katil olan da bu sorulara göre polis olmadığını tahmin ettiklerine göz kırparak onları öldürüyordu.

hatırladıklarım bunlardan ibaret.

şöyle bir oyun vardı; kurayla iki-üç kişi (ne deniyordu unuttum ama) ebe oluyordu diyelim, bu kişiler birbini biliyordu ama diğer kişilerin kimin kim olduğu hakkında fikri yok. konuşuyon, muhabbet filan, oylarla bu kişileri bulmaya çalışıyorsun, çoğunluğun oy verdiği bir kişi söylüyor işte ebe olup olmadığını, amaç ebeleri bulmak, ebelerin amacı da yanlış kişilere yönlendirmek.

hırsız polis mi? değilse sesee'nin dediği oyun olabilir..

cluedo - ipucu peşinde
joker.com.tr

kurt değil mi?
kartlar dağıtılıyo kurt var kız var kahin var amor var.
gece kurtlar bir köylüyü öldürüyo sonra da gündüz köylüler kurdu bulmaya calışıyo.

bi de şöle bi oyun vardı ama kuralı bilen oynayamıyodu, sorduğun soruya yanındaki adına cevap veriyodun seçilen/soru soran kişi de kuralı anlamaya çalışıyodu, yanındaki adına verdiğin cevaplardan da şakalar komiklikler falan çıkıyodu..

benim hatırladığım cluedoydu evet oyun tahtasını görünce hatırladım.

aklına geldiği zaman yazmak daha iyi oluyor, ileri bi zamanda yazarım diye bırakınca o heyecanı yitirmiş oluyorsun aynısı olmuyor.

yazmak eylemi bence çokça tekrar etmekle alakalı, ne kadar çok yazıyla ilgilenirsen zaman ayırırsan bu bide düzenli hale gelirse zamanla kendindeki ifade gücünün arttığını gözlemleyebiliyorsun.

yalnız büyük şairler yazarlar da bir oturuşta şiir, kitap yazmıyorlar, bazen saatlerce günlerce tek bir satır çıkmıyor, bazen yazmaya başladılar mı sayfalarca akıyor

ben 12 yaşındayken 1000 küsür sayfa hikaye yazmış ve sonrasında kitap okumayı bile bırakmış bir gerizekalı olarak söyleyeyim, yaşadığınız çok normal. bir sürü nedeni olabilir. odaklanamazsınız, cümleleri toparlayamazsınız, dolmuşsunuzdur ama aslında kağıda dökebileceğiniz bir şey yoktur kafanızda vesaire.

freebird'ün de dediği gibi, yazmak istediğiniz an yazmazsanız, sonradan sıkıntı yaşarsınız. yazmayı becerseniz de istediğiniz gibi olmaz. yeri gelir sayfalarca yazarsınız, yeri gelir günlerce bir cümleyi karalar durursunuz.

bol bol okumakla da alakası var tabii ki. insan okuyunca çok daha rahat yazabiliyor.

bu konu açıldığında genelde hep alakalı alakasız anlattığım hikaye şudur;

www.cafrande.org

yani tam olarak sizin sorduğunuza cevap değil ama yazarların bu yazma hikayesi üzerine hoş bir şey. hani romantize edilir ya; ona karşı "gerçek" bir şey aziz nesin'in bu yazısı :)

bir de, ben de yazarken açılma durumu olur genelde. bir de yetişmesi gereken bir yazıysa; son 2 gün içinde:) tabii ondan önce materyal toplanmış; okumalar yapılmış olur.

(bkz: mustafa hakkında herşey)

incir reçeli

babam ve oğlum olsa gerek. babam izledikten sonra ağlayıp bana sarılmıştı. ben izlemedim. aynı evde yaşamamıza rağmen yüzünü görmediğim babam öyle bir şey yapınca çok vurucu bir film olduğuna kanaat getirmiştim.

(bkz: sonbahar)
(bkz: çoğunluk)

Vavien.

(bkz: gemide)
(bkz: ağır roman)
(bkz: devrim arabaları)

(bkz: hayat var)

tabi ki masumiyet.

maskeli beşler

@yazaryan, k. Kulubu nere, hayat var nere? :) ama reha erdem iyidir.

@erbay ben sadece etkileyici bi türk filmi diye yazmıştım, kaybedenler kulübüyle hiçbirinin alakası yok ki buradaki filmlerin :)

Kimse Issız Adam yazmamış lan, inanamıyorum.

Biz arkadaşlar arasında KK için Issız Adam 2 diyoruz yahu!

@yazaryan, aslinda dert de burada. hicbirinin alakasi yok :) ama hayat var iyiydi, gerci duragan sevmeyen filmciler sevmez, kosmos'u ben epey begenmistim...

patatesi köfteye bulaştırmayın

püre yapın oldu sana üç çeşit :)

haydari. her şeyle yenir, çok da güzel olur. :p

çorba ve tatlı

salata tabi ki

cacik yapılır cok da güzel olur ama haydari diyen arkadasa da cevap olsun, basbasa kalmis iki sevgiliye onermem. sarimsaksiz da guzel olmaz.

salata tabii ki. eğer ki bi' yemekte kadın varsa, orada mutlaka salata olmalıdır. bu altın kuralı unutmayın gençler. salata yoksa, o hatun bi daha yüzünüze bakmaz.

cevaplar için teşekkürler ama @bubezleeb sofrada bir hatun yok çünkü çiftimiz eşcinsel :)

ahaha peki senin bu ilişkideki rolün ne yazaryan :p

bence bir bol sarımsaklı patlıcan salatası yapın nasılsa herkes erkek

@bubezleeb benim bi rolüm yok, taraflardan birinin arkadaşıyım sadece :) bana fikir danıştı da, ben hiç anlamam yemek işlerinden.

www.youtube.com ?

@cosmicstring heyt be şu müziği duyunca, işçiler için düzenlenen piknikte oynadığımız tiyatro oyunu geldi aklıma, ama orda at bizdik :)

onu bilmiyorum ama keep on galloping my black horse çok güzel.

www.youtube.com

@cosmicstringin yazdığı şarkı hangi enstrumanla çalındığını biliyor musunuz bunun?

william tell overture'unun o müthiş girişi ve solosu bassoon, obua, horn ve piccolo ile çalınırmış .

en.wikipedia.org

en.wikipedia.org

Evet disiplin yönetmeliğinde küme düşürme diye bir ceza var ( şike vs. istinaden) bunun dışında puan silme olarak hangi aralık kabul ediliyor bilmiyorum ama İtalya'da hem küme düşürüp hem de puan silme cezası vererek bir nevi 3. lige düşürme hesabı yapmışlardı...

sanırım bunu her ülkenin kendi federasyonu belirliyor. italya'da mesela bu sezona atalanta -6, ascoli -7 puanla başladı. bunların haricinde eksi puanla başlayan takımlar da var ama onların sebebi ekonomikti. yanlış bilmiyorsam bu eşşoleşşekler şikeye karıştıkları için cezalandırıldı.

bizde olsa çatırt diye düşmeleri gerekiyordu sanırım, italyanlar -6'şar verdiler. ascoli'nin 1 puanı yine ekonomik nedenlerden.

Her şey tamamen "duygusal". Kitabına uydurmanın piri bir milletiz, kitapta yazsa nolur, yazmasa nolur ?

abi olay şu: tff fb'yi kurtarmak için küme düşürmeyi kaldırıp, sadece puan silme cezasını getirecek şeklinde söylentiler var. eğer uefa disiplin talimatnamesi "şike yapanı veya şikeye teşebbüs edeni kesinlikle düşürmelisiniz" diyorsa bunun kitaba uydurulcak tarafı kalmıyor. kan alırlar zira. ben böyle bir şey olup olmadığını ve ülkelere göre değişip değişemeyeceğini sordum.

tutan maclarin oranlari carpilir. yani net bi cevap yok. tutan maclara gore degisir.

5 yaparsan o tutan 5 maçın oranını birbiriyle çarparsın, çıkan miktar senin olur. 4'te de aynı doğal olarak. banko yaparsan o maç yokmuş gibi sayılır yani ekstradan ödeme yapmazsın. 6 maç vardır 1'ini banko işaretlersen 5 maç varmış gibi hesaba katabilirsin. ama o maç yatarsa sisteme dahil olmaz kupon direkt olarak yatar.

yasakani'nın da söylediği gibi tutan maçların oranı, varsa kupon misliyle çarpılır. yani 30 lira verdiğin kupondan 15 lira da alabilirsin mesela.

6 maç yazıp sistem 4-5-6 oynamak, para almak için en az 4 maç tutturman gerektiği anlamına geliyor. 4 maç tutturduğunu ve tüm maçların oranının 2 olduğunu varsayarsak, alacağın para 2x2x2x2 oluyor. 5 maç tutturursan, o maçın oranı da 3 olsa, bu rakamı bir de 3'le çarpıyoruz.

banko işaretlediğin maç kesinlikle tutmak zorunda. mesela 6 maç yazarsın, sistem 4-5-6 oynarsın. 6 maç yazıp 1 banko işaretlersin, 3-4-5 oynarsın. daha ucuza geliyor olması lazım öyle.

biz ilk 3 teyiz. ama sanırsam birinci italyanlar imiş tanıtımdan dolayı

edit: galiba türk mutfağı haklısın

akdeniz mutfağı kafaya oynuyor olsa gerek. türk mutfağı gerçekten çok zengin ama milletçe her şeyin en iyisi olduğunu düşünme hastalığımız var sonuçta. türk mutfağı kadar zengin mutfaklar, içli köfte kadar lezzetli yöresel yemekler elbette ki var. ha "nedir?" diye sorarsan ben bilmem.

arkadaş taylanda'a falan gitmişti de, tayland ve o coğrafya'nın da çok değişik, güzel yemekleri olduğunu söylemişti. bi de envai çeşit sos falan varmış ama çeşitlilik ne kadardır ben de tam bilemiyorum..

international basketball manager var.
FIBA basketball manager 2008 vardı. daha yenisi çıkmadı sanırım.

godoy'un da söylediği gibi ibm var falan ama hiçbiri fm'nin yanından geçemez tabii, saçmasapan oyunlar.

hayır olmuyor. emin ol yaşamın amacı hayallerine ulaşmak değil

hayallerine ulaşmayı becerememek daha korkunç değil mi ölmekten? yaşamak ama yapamamak?

dün aynı şeyleri düşündüm kardeş farklı bir açıdan ama.tam öleceğim an gözümün önüne geldi(hiç beklemediğim bi anda ölüyorum bu arada)bu kadar kısa mıydı dedim içimden.biraz şakirtce gelebilir ama aklıma şu söz geldi:insanlar plan yaparken tanrı yukarıdan gülümsermiş.o yüzden anı yaşa,kendini tanı ve bil,ilerde yapmadığın için pişmanlık duyacağın şeyleri yap.

son olarak;
dudelol.com

dünyayı ele geçirmek gibi hayallerim olsaydı evet, böyle bir korku sarardı içimi ama bence yaşamın amacı hayalleri gerçekleştirmek değildir.
edit: hikmetkaraman +1

evet bana da oluyor. ama herkese olmaz sanıyorum.

o kadar da kötü olmaz yahu. hayaller insana sonradan eklenmiş şeyler (kültürün etkisiyle). doğuştan gelen bir şey değiller ki. çoğu şey için konuşuyorum tabi burda; mesela dünya'yı kurtaracağım, çok iyi müzisyen olacağım, megan fox'la evleneceğim gibi şeylerden bahsediyorum. bir kişi çocuklarım olacak, onları iyi yetiştireceğim gibi bir hayal kurarsa eyvallah derim. çünkü bu doğamızda var

valla benim hayalim dünyada pek çok yeri gezmek. gerçekleştiremeden ölürsem çok koyar. yani haklısın kendime hayatı zindan etmiyorum ama ilk fırsatta hayalimi gerçekleştirmek için bi adım atıcam.

o zaman bu şarkı hepimize gelsin,içimden geldi kızmayın konu müsait hem :)
fizy.com

aynısı bana da oluyor. ölümden korkmamın tek sebebi bu hatta. istediğim her şeyi doya doya yaşayayım,sahip olayım..sonra ölüm gelirse gelsin.

gençken olur böyle istekler, gazlar bişeyler. (genç olduğunu sanıyorum, 18-20-22 filan?)

sonra bi kısmı hakkaten bi yol bulur ve ve paranın dibini görür bi 10 sene içinde (nadirdir bu)
çoğunluk da kabullenir olamayacağını...

ama herkes aşağı yukarı hissetmiştir böyle şeyler gençken

loto yu bi dene olursa ordan olur.

(bkz: jigolo olmadan önce söylenen son sözler)

marx okuyarak başlayabilirsin olaya. para, sermaye falan filan. ama sakın yanlış anlama marx'ı.

ayrıca girişimcilikte bitiyor olay.

delfina genç değilim. yaşım 27 olcak ekimde. hep böyle isteğim vardı eskidende. ama bi türlü parayı bulamıyorum

eğer gerçekten zengin olmak istiyorsan birinin altında çalışmamalısın. pastanın en büyük payını her zaman patron alır. o yüzden birinin yanında çalışsan bile ileride bir şekilde yolunu bulup kendi işinin patronu olmalısın.

zengin bir aile lazım sana aslında. bende var ama onların parasını harcayacaksam onların kurallarına göre oynamak zorunda olucam. o yüzden büyük ihtimal 2-3 yıl sonra aileden şutlanıcam. benim yerime geçebilirsin.

buyrun. marx okuyarak olcağını sanmıyorum. olay arkadaşın dediği gibi girişimcilikte ama nası bi girişimcilik. batabiliriz de

bende de var bu. 18 yaşındayım. benimki zengin olmaktan ziyade istediklerimi yapma şeysi. mesela yurtdışında okumak, iyi şartlarda yaşamak. çok büyük beklentilerim yok. zengin olmayı sadece bir futbol kulübü kurmak ya da satın almak için istiyorum mesela. bir de havuzlu villa, porsche cayenne için. ama istiyorum yani neticede.

zenginlerden nefret etme noktasına geldim bu yüzden. sağlıklı bir şey değil benimkisi ama nasıl frenleyeceğimi de bilmiyorum. ilerde iyi para kazanmayı çok önemseyeceğimi sanmıyorum mesela, 30 yaşındayken bu kadar hayalim olmayacaktır.

hem de nasıl anlatamam. cipim olcak diye onunla yatıp onunla kalkıyorum. ama hala baba parası yeme dönemimdeyim, en azından çalışma hayatına atılmama bile 4-5 sene var.

şu sokağa çıkıp hayatı keşfetme olayını da anlamıyorum ben. zuckerberg sokak sokak gezerek mi milyoner olmuş mesela? ya da çok paramızın olması için illaki mendil falan mı satmamız lazım?

fazla klişe değil mi bunlar artık?

kimilolo harekete geçicem ama yapamıyorum. ayrıca sokağa çıkmaklada olmuyor o iş. başka bişeyler bulmak lazım. çok farklı bişeyler.

(bkz: gıda işinde iyi para var)
(bkz: en güzeli merkezi bir yerde büfe)

umarim biseyler bulursunuz:)

www.zaytung.com

(bkz: bir kilo toz bir otobos )

şaka lan ciddiye alma.

@der meister , verdiğiniz örnekteki adamın aldığı eğitim para kazandığı konuyla ilgili. Konuda pc başında oturmayı gerektiriyor, garipsenecek bir kısmı yok.


zengin olmak isteyen arkadaşlar için geliyor.
9gag.com

inşaat yap-sat işinde başarılı olursan (müteahhitlik tabiiki) mümkün

miisal: ali ağaoğlu

zenginlikte gözüm yok ama boğaz'da bi yalı sahibi olmayı çok isterdim. hatta deli gibi istiyorum denebilir...

aşırı zengin olma gibi bir isteğim yok.
zaten aileniz aşırı zengin değilse, yani zengin olacak ilk kuşak sizseniz hayatınızın en güzel yılları manyak gibi çalışmakla geçecek. sonra da torunlarınız yaptığınız serveti çatır çatır yiyecek, ne gereği var.

elma sat.

öyle bir hikaye duymuştum. önce bir tane satıyor, sonra iki tane falan.

işe yararsa haber vermeyi de unutma. gerçi zengin olunca bizi görmezsin artık.

eğer bir yeteneğin varsa kazanca dönüştür. mesela adamlar youtube'a video koyarak bile deli paralar kazanıyor. mesela after effects'i yalamış yutmuş herif. böyle yaratıcı montajlar falan yapıyor milyonlarca izleniyor, binlerce takipçisi oluyor falan. sırf youtube partnership'ten binlerce dolar kaldırıyor. hem de yeteneğini pazarlamış olduğu için dışarıdan iş ve reklam alabiliyor.

klasik yöntemlerle para kazanmak artık çok zor, devir internetin nimetlerinden faydalanma devri.

para kazanmak için kimsenin yapmadığını yapman lazım yada açıkgöz olman lazım yada kimi konularda uzmana yakın bilgin olması lazım

i61.tinypic.com
i62.tinypic.com

şu parayı bir akp seçmeni bana gram gümüş fiyatına sattı geçen ay 120 tl ödedim , aldım.
ebay de sertifikalıları 12-15.000 usd aralığında; sertifikasız bir tanesi iki hafta önce 2000 dolar civarında satıldı

bi boka yaradığı yok la! bikaç zenginin yakınında bulundum. bazıları senden benden dertli, bazıları tatminsiz, bi boşluk içinde, ''ee, sonra?'' diye soruyo gözleri. hele bi de sağlık dertleri varsa, isterse tüm İstanbul onların olsun, suratları turşu satıyo.

para, gelen ve giden bişiy. rahat yaşamana yarıyo, çile çekmeden yaşamana yarıyo. ama ilave bi mutluluk verdiği yok. 1 sene deli gibi dünyayı gezsen, yemediğin herze, kırmadığın fındık kalmasa, her guşu siksen, bi hacı leylek kalsa, sonunda geleceğin nokta, tatminsizlik.

onun yerine, it kimin çalışıp, kedi kimin yemek, cacık yiyip, yol yürümek, o alınteri dökerek kazandığın paraynan, evde bi tas çorba kaynatmak daha çok mutluluk verici.

BMW 750'nin de, Maybach'ın da içine oturdum. Bi an için farzettim ki benim arabammış ikisi de. De ki arabamnan, lokantaya girip istediğim kadar hava atamıyom diyin koluma 700 bin avroluk saat takıp girdim, garsonnar perende atar hâle geldi. Sonuç??? Sonra???

Kolumda 700 bin avroluk saat var. Bebeler 7 avroluk zamazingo yokluğundan ölüp gidiyo. O yemek boğazına dizilmez mi adamın? Nası içine siner? Gafayı nası yastığa koyar da, iç huzûrunnan uyur o zengin?

Kakanı rahat yapıyon, rahat nefes alıyon, istediğin yolu yürüyon, istediğin merdiveni çıkıyon, iki kakara kikiri yapıyon, senden mutlusu yok. Taam şindi bana küfredersin, bunu da annayışnan karşılarım ama bi gün gelir ve ''doğru diyomuş lan herif!'' dersin.

anadolu turizm. şiddetle tavsiye edilir :)

@tok oldugumuz halde yaftalar yiyoruz
malesef o firmanın istediğim gün ve saatte seferi yok. teşekkürler :)

istanbul-ankara yolculuğu yapmadım hiç kendisiyle ama 6 yaşımdan beri her türlü yolculuğumda elimden geldiğince istanbul seyahat'i tercih ediyorum. şu güne kadar en ufak bir terbiyesizlikle, hatayla karşılaşmadım. fiyatı da hiç fena değil bana kalırsa.

şimdi baktım da, bugün 2 otobüs var sanırım, ilkine baktım internetten rezervasyonda bilet 27 lira.

okul dolayısıyla ayda 2 kere gidip geliyorum,hemen her turizmi kullandım diyebilirim.artık hepsi yeni araçlar kullandıklarından sorun olmaz bence.

ben alternatif kısmına el atmak istiyorum.Yüksek hızlı tren bağlantılı tren ile gidiniz.gerçekten zevkli oluyor hele yanınızda birisi de varsa daha da güzel :)
eğer eşyalarınız ağırsa otobüsü kullanın,eskişehirde tren değiştiriyorsunuz çünkü 5 dk engelli yarış pisti gibi oluyor orası :)

kamil koç iyidir.

anadolu turizm diyorum ben de.

kamil'in her yarım saatte bir arabası olur. bayramlarda 10dk'ya iner. nilüfer iyidir. metroya sakın binme. bol çocuklu aileler tercih ediyor ve arabaları çok rahatsız.

Hayır en az 3 maç tutması lazım.
Sistem 3-4-5 oynadığın zaman: maçların 3'lü kombinasyonun oluştuğu 10 kupon,4'lü kombinasyonun oluştuğu 5 kupon ve 5 maçın bulunduğu bir kupon oluşturulacaktır.

sistem oynamam etmem ama bildiğim kadarıyla 3-4-5 demek, maçların 3'ü, 4'ü veya 5'i tutarsa para alacaksın demek. yani bu kupondan para alabilmen için en az 3 tutturman lazım.

internetten oynadıysan kuponun kolonlarını görebilirsin. nasıl olduğunu tam hatırlamıyorum ama.

flatout 1-2. efsanedir. çarpışarak yenmeye çalışmanın dışında harika haritalarda yarışlarda yapabilirsin. reklam gibi oldu ama:) internet kafelerin vazgeçilmezi.

yalnız bütün arabalar döküntü değildir. roket gibi çılgın arabalarda var burada:)

Hay yaşa kardeş. Üç kişi hatırlayamadık adını, kafayı yemek üzereydik :D

sanırım "araba dökülen oyun" demek istediniz. çünkü flatout'taki arabaların tamamı taş gibi. hatta,

(bkz: muscle car)

ama oyunun amacı araba dökmekti tabii ki. yıllardır durur bilgisayarımda, hala da oynarım. bana kalırsa en iyisi ilki, diğerleri beş para etmez.

(bkz: demolition derby)

bets10'dan, superbahis'ten falan oynanılıyor zaten. bwin, interwetten, bet365... hepsi yasak. kendileri "biz almıyoruz abi bizim de başımızı yakmayın" diyor. sırf bet365 için yurtdışına çıkılır.

A. Madrid--Osasuna 1
Newcastle --Fulham 1
Tottenham - M.city 2
W. Brom----Stoke 0
M united--- arsenal 1
Zaragoza - R. mADrid handikap 2

dün sıçtık ama olsun,

newcastle-fulham alt
manu-arsenal 1 (handikaplı da olabilir)
west brom-stoke 1/0
tottenham-city 0
bilbao-vallecano alt
sevilla-malaga üst

west brom ve tottenham "arıza çıkarabilirim" der gibi bakıyor ama hepsine güveniyorum ben açıkçası. bakalım.

i51.tinypic.com

maksat heyecan olsun tutarsa da efsane olur.

seviyorsan git konuş bence.

finlandiyaya gitmekten vazgeçmek? sen boşver git finlandiyaya

finlandiya daha sevilesi.

finlandiya

oyum finlandiya'ya.

finlandiya daha çekici geliyor.

finlandiya.

voima suomi1111!!!!

Bence de Fin memleketi. Aşık olsan durum başka tabi de "Olsa güzel olur be" ile Finlandiya'dan vazgeçilmez. Ayrıca Fin hatunlarının da çok güzel olduğu göz önünde bulundurulursa o kızı 2 haftada unutursun. Siktir et hatunu, Finlandiya'ya git.

anladığım kadarıyla finlandiya'ya gitmekten vazgeçmen söz konusu değil, güzel bir ilişkim olursa daha dikkatli olurum oralarda demişsin. bence kızla konuş.

hacı biz seni ikna etmemişmiydik ?

Hatun kaçmıyor bi yere, git göre Suomi memleketini, bak tecrübe konuşuyor, memnun kalacaksın halinden. Döndüğün zaman zaten uzunca bi süre şoka uğrayacan, kıyaslamalar falan yapacan, buradaki hatunları beğenmeyecen falan. Ondan dolayı git orada takıl. Buradaki hatunla konuşursan hatun sürekli konuşmak isteyecek msnden falan, e öyle olunca da yurtdışı boka saracak.

Sen dediğimi yap, 1 senelik finlandiya macerası olan biri konuşuyor karşında

Çıkarsan bu tatlı muhabbet muhtemelen bir ayda bozulur bu doğallığı kalmaz. zaten konuşmayıda sen başlatıyormuşsun. sen 5 ay konuş kızla git finlandiyaya döndüğünde hal çaresine bakarsın muhtemelen unutmuş olursun.

Aşkından gebermiyorsan git finlandiyaya ordan da normal bir arkadaş gibi konuşmaya devam edersin ama eğer finlandiyaya gidersem kızda aklım kalır,bir de döndüğümde biriyle sevgili olmuş olursa acı çekerim diyorsan git konuş lan bence.

fin <3

finlandiyaya git. birde beyler bu finlandiyada ne varda herkez buraya gidiyor yahu?neden başka bir ülke değil?

finlandiya tabi.

finlandiya oy birliğiyle karar verildi.

finlandiya neymiş lan sevdiğin insanı bulduysan kaçırma sakın çok pişman olursun git konuş. sen de diyosun arada bi yıl var zaten diğer türlü hiç olmaz o iş.

6 ay ciksan da finlandiyaya gidince 5 ay dayanmak zor olur, 2, haftada ayrilirim haci diyorsan git konus

ulan cevaba finlandiya diyenleri toplayıp finlandiya'ya tur düzenlesem, köşe olurum. senin kızı da getiririz istersen. double double.

haha sağolun gerçekten zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederim, ayrıca zeplich mevzuyu daha iyi anlamış. finlandiya, hatun kıyaslaması değil tam olarak. sadece olur da çıkarsak finlandiya'da kızlara sarkmam olur biter demiştim, ama bunun daha uzak mesafe ilişkisi de var.

ayrıca bu kadar fin hayranlığı olduğuna göre tamam son kararımı verdim. bonjurkes, hacı ikna oldum da sonra biri tekrar aklıma soktu. ama tecrübelerine güveniyor ve kızın da bana karşı bir şey hissetmediğini düşünerek konuyu da kapatıyorum.

skyscanner.com'u dene. git gel 460 tl civarı. aktarmalı tabi. bundan daha ucuzunu da bulmak zor.

polonyanın hangi şehrine gideceksin. almanya sınırına yakın ise eğer berlin den geçebilirsin.

www.eksiduyuru.com

şuradaki arkadaşa uzun uzadıya yazdım oku, eğer kafana takılan şeyler olursa yazarsın bana, cevap vermeye çalışırım.

wizzair vardı vakti zamanında, o yollar kapandı çekildi wizzair. önerilerim şunlar : direkt gidemezsin ama.

1-) airbaltic riga üzerinden gitmek varşovaya. tahminen 4-5 saat otobüs yolculuğu yaparsın.
2-sunexpress, pegasus kampanyaları var. istanbuldan onlara göz at tek yön 70 euroydu galiba sun express, berlin-varşova direkt tren var. 5-6 saat sürüyor o da.
3-) şengen alırsan ryanair,wizzair gibi firmaların uçtuğu destinasyonlara gitmek ordan direkt varşovaya gitmek.
4-) direkt gitmek istersen thy,lot var ama bunlar pahalıdır.

hocam ben de önümüzdeki yaz hem kız arkadaşımı ziyaret etmek hem de euro 2012 havasını solumak maksadıyla gitmek niyetindeyim. bilet için lataj.pl'yi tavsiye ederim.

mesela bugün alırsanız 416 liraya roma aktarmalı uçuş var varşova'ya(gidiş-dönüş). direkt olarak uçmak zaten mümkün değil ama sorun olmaz sanırım. gitmeden 3-4 ay önce ayarlarsanız da gidiş-dönüşü toplamda 600 liraya getirebilirsiniz.

normal olan bu olsa gerek.
yoksa bütün gün bunu kafana takarsan senin için hoş olmaz.
acıma yetime gelir koyar g.tüne diye bir laf var. ben senin tam tersinim, bir şey gördüm mü çok üzülüyorum ve kafama takıyorum ama bunun bir faydası yok.

herkesin isteyipde yapamadığı birşey bu,hiç şikayet etme..keşke bende öyle olabilsem..

tam olarak olmasa da buna benzer bir durum da bende var.
tıpta bir adı var mı bilemem.ama yalnız değilsin.
üstelik benimde hayatımda ciddi problemlerim var. millet dert diye gelip saçma sapan şeylerle geliyor bana,tahammül edemiyorum onları dinlemeye. karşıma oturup ağlasa,maillerime bakmaya devam ediyorum...kendi derdime düştüğümden olsa gerek, benle ilgili olmayan hiç bir acıya,derde yer yok tepki de yok bende de...

hayatınızda ciddi sorunlar olduğunu göz önüne alarak, artık sıkıntılarla mücadele etmekten vazgeçtiğinizi düşündüm ben. insan çok fazla şeyi problem edinince bir yerden sonra balatayı sıyırıyor ve duyarsızlaşıyor, bundan kaynaklanabilir.

bence bir psikoloğa görün.benzer seyleri abim yaşadı cddi ve önemli şeylerdi hçbir şey umrunda değildi yaşadık bitti moduna da girmişti .nyse snra psikiyatriye gtti adam bnlrı beynine atıyorsun acısı ilerki yaşlarda cıkar intihara kadar yolu var gibi bir şeyler diyip psikloğa yönlendirdi şimdi daha iyi bir süre önce de psikoloğu bıraktı.şimdi en azından kaytsız değil ve yaşama sevnci var adamda.

bunun degil de bir benzerinin tiptaki adi "affektif küntlük". ama sende gercek affektif küntlük oldugunu pek sanmiyorum. sizofrenlerde oluyor ve hakikaten, adama, "biraz once haber aldik, baban sizlere omur, kalb krizi gecirmis" desen bile, yuzundeki gulumseme gecmiyor. edit'de yazdigin "kotu" haber hic de kotu bir haber degil bu arada. buna kotu haber dersen, gercekten kotu olan haberleri nasil adlandiracaksin? hayatinla ilgili sorunlar, Steve Jobs'un saglik durumu gibi bir evrede bir yakinin olmasi degilse, onlari da "hayat memat" seklinde niteleme istersen. duzelir, gecer. hayat hep iyi gitmez, hep kotu de gitmez. arka arkaya ve sagli sollu yedigin yumruklar, silleler vardir; uzunca bir donem, iyi oldugun donemler de vardir. sonuc, kafan daha major meselelerle mesgul oldugundan, daha az major seylere uzulmeyi luks sayar bir duruma girmissin. bir tur kendini koruma refleksi belki.

ya aslında bu iyi birşey. bir nev-i savunma ve hayatta kalma mekanizması. bireyin en temel içgüdüsü ne olursa olsun hayatta kalmaktır. bu yüzden sorunlarımızı bir şekilde izole ederiz. depresyona girmek de, delirmek de, görmezden gelmek de bunların hepsi bu savunma mekanizmalarının farklı işleyişidir.

çözüm ise sorunları tek tek ele alıp. onları basit parçalara bölüp mantık çerçevesinde ve belkide aklına fikrine çok güvendiğiniz bir yakınınızdan destek alarak. çözümler üretmektir.

çoğu zaman biz içindeyken sorunları dışarıdan bakan biri gibi göremeyiz. ve çok ciddi sağlık sorunları dışında neredeyse çözümü olmayan birşey yok.

halihazırdaki yaşam şeklimizin bedenimizdeki etkileri bence. lan bizle alakasız on milyon tane sıkıntımız oluyor. sonra da eytere beah deyip dümdüz adam oluyoruz, sami modunda geziyoruz. ben de senin kadar olmasa da gittikçe umursamazlaşıyorum bunu fark ettim. umursamazlık güzeldir.

mükemmel bir şey bu. eğer bunlara üzülüp stres yaptığını düşünsene bi. kalbe zarar en başta.

ne disiyim, ne turkiye'de yasiyorum, ne de istanbulun gobeginde eve ihtiyacim var ama bir ilan koyacakken gozum takildi?
ya madem cook'a cooker, negotiable'a negotiatable, laundry'e launder it's e its, vb diyorsunuz, bu yabanci dil ilan neyin nesi? wanna nedir yaw? bu cnbc-e lerden mi ogreniliyor dil artik?
I'm a local, female, 37, working mom (in Telecom) living with his 7 years old son. burda cumleye bayan olarak girip erkek olarak cikilmis. kil adamin tekiyim. kotu de niyetim yok hani. diyorum ya gozum takildi ve merak ettim. burayi turkce bilen yabancilar mi okuyor anlamadim bak gece gece... ben ilanimi gireyim en iyisi. 650 iyimis ama bu arada. fimeyl olsam direk kiralardim. IKEA yatak degil de good cook olarak IKEA Sweedish Meatball yapiyorsaniz bir de, kesin!
takildim oyle kusuruma bakmayin. isterseniz ibranice girin canim ilani, bize ne.:)

ya "İ" varya İ killing me softly o derece

I am a good cooker derken güzel bir tencere olduğunuzu belirtiyorsunuz bilmem farkında mısınız?

Do you negotiate for the cooker or dinner? Was just wonderin...

İ character is killing me softly also..

and somebody else's lover demiş cem yılmaz

Üniversity i de unutmamak lazim İts

ingilizceniz şahaneymiş 37 yaş bayan

hadi itiraf edin, herkese eglence cikti:)

Burker King'e kimse takılmamış hayret.

hello i am from croatia kebab is very good you are very lucky as you have a chance to live in istanbul greetings from split!!! :):):)

ama iyi taktikmiş ha bu da.

Arkadaslar, bir tanidigin gonderdigi maili copy-paste ettim. Tatile ciktim, geldim ki neler donmus:) Nasil bir kafa anlamadim. Kadin evinin bir odasini bayan ogrenci veya yeni mezuna kiralamak istiyor. Fiyat da cok dusuk degil. Kendisine, Erasmus ile Istanbul'da bulunan ogrenciler ilgilenebilir dedim, Ingilizcesi yettigi kadar ilani yazip gonderdi, ben de burada paylastim. Tanidiginiz bir ecnebi varsa forward edin, emin olun, dalga gectiginiz bu kusurlar onlarin gozune batmayacak. Bu kadar tribe gerek yok.

böyle boktan durumlar varsa kendisi uzaklaşsın bence o ortamdan, hiç uğraşmaya değmez. mahkemeliklerse zaten hak ettiğini de mahkemede alır.

apartman sakinlerinin cogunluk oyuyla gonderilebilir. sayet yonetim varsa (ne kadar buyuk bir apartman bilemiyorum) yonetim oylama ile atabilir. yonetim kapiciyla iyiyse yeni yonetim secmek icin oylama cagrisinda bulunabilirler (sartlari var tabii bunun).

netice itibariyle apartman sakinlerine bakar olay. sayet sadece arkadasinizla arasinda bir sorun yoksa kolay olmasi gerek.

olayı bütün apartman biliyordur apartman toplantısında konuşup halletsinler tabi bundan öncede kapı kapı diğer komşularla konuşup kendilerine lobi yapsınlar ama daha sonrada adam beni kovdurdunuz diye daha çok rahatsız eder hareketleri daha da şiddetlenebilir her türlü boktan bir hal alabilir

yönetici tanıdık bile olsa tek karar merci değildir. kapıcı ile ilgili kararlar oybirliği ile daire sahipleri tarafından verilir.

ben hiçbir evsahibinin apartmanda güvenilmez, kavgacı ve sabıkalı birinin çalışmasını isteyeceğini sanmıyorum. eğer gerekiyorsa tek tek evsahiplerine ulaşıp imza toplayın.

hukuk sitelerinde bu tip apartman içi anlaşmazlıklarla ilgili çok daha detaylı bilgiler bulabilirsiniz.

yazdığından iğrendim.kim bu acaba dedim önceki sorularına baktım.sen bildiğimiz badaksın.uzun süredir yoktun gözlerimiz yolda kalmıştı.yeni yazma stili edinmişin badak ne iş.

silinmesin diye soruya cevap.hukuk öğrencisi olan sensin,bi aç o kitabı oku bakalım ne diyor yasada.

sevgili sıkıldım arkadaşım;

snin arkın'da aynn snin gbi yaziyrsa ne grk var kapcıyı dert etmye. hayt kısa bak dalgna!

walla badak madak bilmem de boyle bi olay meydana geliyosa en temizi reddedemeyecegi teklifler yapmak ya da dövmektir.

bizde ayni durum vardi 90 li yillarda adam gitmiyo,resmen taciz ediyodu tüm apartmani,kimsede bisey diyemiyodu.
enistem geldi bigun apartmana,bunu tuttu yakasindan kaldirdi soyle sonra cakti agzina bi tane,bi gün sorna pilisini pirtisini toplayip gitti.

taciz dayak tehdit olayı varsa arif doğan ın dediği gibi jitem gibi çalışın kapıcıyı tanımadığı kişiler dövsün apartman yöneticisi dövdürdü desin

ismail abiyi gönderin ağzını burnunu kırsın.

entrapmen +1.

diğer komşular niye şikayetçi değil?

in gold we trust

bence euro'ya çevirmeyin. 10 bin tane türk lirası vereceksiniz, 4 bin tanecik euro sayacaklar elinize. ben uzun vadede kar edeceğimi bilsem bile çevirmem. üzülür insan. dalga geçer gibi. 10 bin al 4 bin ver.

altın al pampa, 100 liranın altına düştü altın. malum düğün sezonu bitti talep azaldı, seneye yaza kadar 130 lira falan olur eğer bir sene kullanmam dersen altın al

altın daha da düşecek bence, bekle düşsün öyle al.

altın şu ara çok sakat. biraz takip et.

ulan ne altını 2 günde onsu 1900'den, 1700'lere geldi.
benim bir önerim yok, sadece garanti altın diyenler sallıyorlar, onu demekteyim.

beyler yatırım yapacaksak parayı fıratpen e yatırıyoruz.. mar marş

bana da sadece 07.09.2011 gibi geldi.

bana kalırsa kayıt tarihi 07/09/2011 demek istenmiş sadece.

işte 7 eylülde kayıt; 2-3 gün olanlar varsa ikinci 7'yi değiştiriyorlardır şablonda.

kayıt tarihi tek günde halledilmiş. 9. ayın 7si

üni kayıdından bahsediyorsak 9 eylülde kayıtlar bitmiş oluyor. 7dir kesin yani.

okudum hepsini.

cevap: dışarı çık.

birkac yil sonraki halimi gördüm. bir de sanirim izmitlisin hocam. o yüzden zaten hep bir yakinlik hissederdim. vay be.

sen okulun uzamasına takmışsın aslında ama kurtaramıyorsun kendini bence. bitirince geçer. dediklerini ben de yaşıyorum, hatta şu saatte internette olan herkeste benzeri sorunları yaşıyor. ben başka bir şeye taktım, onu geriye itmek için dediklerini yapıyrum aslında, sen de okula işe takmışsın. bitirince geçicek diye düşün.

bende aynısı olmasa da zaman zaman benzer şeyleri yaşıyorum.Hergün birbirinin aynısı.Bir umuttur yaşatan insanı ya bende de yok o.Buna dert yok tasa yok sendromu desek de n'apalım.Bir şey çıkar belki.Bir iş edin kendine.Önce okulu bitir,aılene anlat durumu.Belki şehre bir film gelir, iklim değişir,Akdeniz olur.Gülümse ve koy .ötüne.Ha bir de Aylak Adam'ı oku.Yusuf Atılgan'dan.

çok karamsarsın,
bu kendi içindeki karamsarlığı bi irdele hacı istersen.
okulu bitirmelisin mutlaka.
sanki intihar etsen ailen üzülmeyecek bunu da bir düşün.
çocukluk çok farklı bir olay geç oraları takılma fazla.
çalışıp para kazanmadığın sürece,
bir şeyler yapmaya başlamadığın sürece,
bu hallerden pek kurtulamazsın
diye düşünüyorum.

"rahatlamak icin yaziyorum, cevap vermeseniz de olur, okumasaniz bile olur" diye lafa baslamak, cevaplarimizi siklemeyecegin manasina mi geliyor? olsun, gene de yazarim abi.

depresyondasin ve kroniklesmek uzere. psikiyatra gitmen lazim. gider ve dediklerini yaparsan, sonunda tesekkur edecek duruma gelirsin.

(bkz: yeni baslayanlar icin depresyon/@compadrito)

depresyon +1

doğruyu, güzeli bilip hiç bişey yapmıyosun. yapmadıkça daha çok sıkılıyosun, sıkıldıkça kaçıp gitmek istiyosun. yalnız olsam sorun değil de ailem, arkadaşlarım, sevdiklerim, vs.. var onlara da yük oluyorum diyosun.
benim anladıklarım bunlar.
bence cidden git.
o okul bitmez, biter de yeni yeni sıkıntılar getirerek biter.
insanlar yaşananları unutmaz, ha takmazsın olur biter, takma da zaten..
hala üniversite öğrencisisin.
avrupa gönüllü gençlik zımbırtılarına bak. paranın olmasına gerek yoktu sanırım bunlara katılmak için. hem gönüllü olarak çalışıyodun hem de üstüne bi miktar para bile alabiliyordun.
bunlara bak. belki bir fırsat çıkar, toparlamaya başlarsın bi yerlerden.
sonra geri dönersin, döndüğünde hiç bişey yapmadım demezsin.
ya da en temizi dönmezsin.

teşekkürler hepinize.

psikoloğa gitmeyi düşündüm ama gizli kalması gerekiyo bunun. dolayısıyla sigortamla gidemem, özel bir doktorun tek seansını bile ödeyecek param yok. eğer okulun medikosunda varsa belki oraya gidebilirim.

benim önerime noldu kim sildi ?

www.metiskitap.com
bu kitabı oku mutlaka.

Cube Zero
Terminator Salvation
Public Enemies (kulağım çınlasın istiyorum)

wristcutters: a love story veya never let me go. özellikle ikincisi çok güzel, ama konusunu falan okuma izlemeye karar verirsen, direkt açıp izle.

kibar feyzo izle panpa. aklıma geldikçe gülüyorum.

snatch
funny games
shutter island

hayret yazilmamis :))

the man from earth


ama bunun disinda fast five güzel
x men i cok gegendim
smokin aces
rockn rolla
layer cake

izlemediysen
1-esaretin bedeli
2-fight club
3-usual suspects

www.imdb.com

animasyon seversen izle mutlaka: max and mary

lovely bones

xmen serisi indiriyorum şu anda, öneririm

bu kadar film önerilmiş, benim önerdiğimi izlemezsin diye tahmin ediyorum. o yüzden hiçbir şey önermeyeceğim. ama bunu yazmadan da edemedim. kusura bakma...

gider deli gibi alışveriş yapardım. markalı markalı şeyler alırdım hem de.

Okul harcını da ödesem iyi olurdu çok para şimdi 600 lira.

Sonra ne zamandır alacağım dediğim bisikleti alırdım.

Bir de güzelce yemek yerdim şöyle en afillisinden. Bitti zaten.

1 eylüldeki teoman konseri için izmir'e gidiş geliş uçak bileti ve konser biletini alırdım. siz de benzer şekilde türkiye içerisinde bi seyahat planı ayarlayıp biletlerinizi iki gün içerisinde alabilirsiniz.

Altın alırdım.

500-600 lira giyim kuşama ayırır, kışlık alırdım birsürü.
200-300 lirayla arkadaşlarımı yedirip içirir, hatır gönül pointi kazanırdım.
paranın geri kalanıyla da 2 gün geçince elden kolay çıkarabileceğim elektronik bir eşya alırdım.

catania-lecce maçına alt oynardım. hem 2000 lirayla bir şeyler yapmış olurdum hem de oradan kazanacağım para bende kalırdı. yani 3500 küsür lira para olurdu cepte. 2 gün sonra da imha olmazdı.

seyahate harcar, önce iyi bir çadır sonra 2 gün limit olduğu için hemen uçak/tren biletlerini alırdım.

japonya'ya gidiş dönüş uçak bileti alırım.

altın alırım. artıcakmış daha.

chivas regal alırım eve 5-10 şişe.

bir iki ayakkabı alırım. birkaç pantolon-tişört-ceket. bitti.

kıyafet açığım var da biraz :/

bu arada bu parayı ben 30 saniyede de harcayabilirim. bilgisayar alıcam.

bu sıralar çok beğendiğim bi saati alırdım ve çirkin dövmemi cover up yaptırırdım

uww bissürü kıyafet.

arabamın jantlarını değiştirirdim.

altın alırdım +1

hemen doğuş otoya gider ve annemin park ederken acımasızca yamulttuğu zavallı kapılarımı yaptırırdım.

ya da;

şu çantayı alırım
www.zara.com

bu çantayı da alırım
www.zara.com

bu kulaklığı alırım
www.ebay.com

şu anda en çok kullandığım gözlüğün siyahını da alırım
img.edel-optics.com.tr

bu saati alırım
www.beymen.com

almak istediğim kitap ve dvd'leri alırım. nokia telefonumdan kurtulur takılmayan, donmayan doğru düzgün bir şey alırım. hala param kaldıysa sevgilime wii guitar hero alırım. huff kim demiş parayla saadet olmaz diye :/

2 gün 2000er lira olsa süper olurdu :)
zira gidip bir laptop alsam zaten biter o para yanına bir dslr fotoğraf makinası alırım birde telefonu yenilerim ama yetmez.
daha saymak gerekirse alamadığım dvd ve kitapları alırım.
Sen en iyisi limiti arttır usta :)

guzel bir otele yerlesirdim 1500 tl'ye bir Rus, ukranya'li bir hatuna verir, 2 gun odadan cikmazdim. oooo yeaahh

edit: yok la degistirim ben bunu 1500un yarisini bir gecede bir hatuna digerini ertesi gece baska hatuna verirdim. yada tek gece 2 hatun cagirirdim.

500 tl hotel ve yiyecek icecek masrafi.

eskiden akbilsiz binip şöföre para verip şöförün akbilinden basabiliyordun. artık yemiyor o. kendi akbilin olacak.

Bence artık özel halk otobüslerinde de kullanılamayacak olan paraya dikkat çekmişler. Şöförün yanında oturan o güzel muavinlerde kalmayacak artık, kim kafayı yukarı kaldırıp hadeee ilerleyin la diye bağlıyacak.

akbili olmayan adam ne yapacak ki peki? mesela ben istanbul'da yaşamıyorum. esenler'de inicem, otobüse, vapura binip sirkeci'ye gidicem. akbil yok bi şey yok, nasıl biniyoruz? jeton meton mu alıcaz, nedir?

bu durumda tek kullanımlık elektronik biletlerden alacaksınız otobüs için. vapur için de işe yararlar. metro ve vapurlar için otomatik jeton makineleri var. Ayrıca bir durumda eğer seyahatinizde bir kaç aracı kullanacaksınız elektronik kart almanız (artık akbil de yok) böylece ucuz aktarmalardan yararlanmanız. sanırım elektronik bilet bedeli de 6 tl falan. işte hesabı kitabı siz yapacaksınız.

polonya vizesi kolay diye biliyorum. onu geçtim başvuru formunda (en azından öğrenci vizesi için) hangi ülkeden giriş yapacaksınız diye bir seçenek var demek ki birşeyler ayarlıyolar

ha bir de almanya'ya uçuşlar 2 kat falan daha ucuz

hocam konuyla alakasız olacak ama bu biletlerin nerden buldun allah aşkına? ben 4-5 ay sonrasına gidiş-dönüş baktım lataj.pl'den, en az 300-400 euro.

polonya schengende olduğu için problem olmaz almanyaya geçişte. almanya'nın vizeyi zor verip vermediğini bilmiyorum. son olaylar hep sıkılaştırıyor tabi geçişleri. otel rezervasyonu önemli, çünkü nerede kalacağınızı bilmeleri gerekir. bir seyahat acentası ile görüşsen almanya vizesini sana komisyon ücreti ile rahatça aldırtabilirler. bunu ihtimal dahilinde tut bence. olmadı polonyadan vize alırsın.

Almanya vizesi çok sorunlu, boşuna zorlama bence. Paso red paso geri dönüş oluyor adamlar istemiyorlar resmen. Polonya al 60 euro fazla ver sinirini bozma hiç.

Hiç Almanya vizesiyle uğraşma, direk Polonya'ya vizeye başvur. Ankara'dan başvurursan da beyaz saçlı amcaya selamımızı söyle.

Güzergah olarak, en mantıklısı en ucuzu: yani Berlin üzerinden gitmek. Girişte sana niye Polonya vizesiyle geldin diye sormazlar, çünkü herkes öyle geliyor. (Oldu da sordular Rzesów'a gidiyorum deme, Szczecin'e gidiyorum de)

Ama dikkat, Türkiye'den çıkarken problemle karşılaşacaksın. Polonya vizesiyle Almanya'ya giremezsin kem küm dicekler sana.. Çok safozu geri döndürüyorlar böyle. Sen dinleme bastır.

Polonya B'ye selamlar ;)

dans kursu?

Yeni bir yabancı dil öğren olmadı dans kursları da olabilir hem spor yapmış olursun hem de sosyal bi aktivite.

halısaha ve dil kursu en eğlencelileri bana kalırsa. tabii ki herkesin zevkleri falan farklıdır ama dans için kursa gitmek ne bileyim gereksiz geliyor bana. insanlarla tanışayım, iki üç hareket öğreneyim, ufkumu açayım dersen güzel bir fikir.

ama dil en güzeli bence. otomatiğe alıp 3-5 yılda birden fazla dil bile öğrenebilirsin. ne bileyim oralara tatile gidersin, oradan insanlarla tanışırsın, kültürlerini öğrenirsin. ben bile istedim şimdi.

heykel

resim

yoga

Akşam işten çıkmışsın, kafa zaten 1 milyon olmuş :) harbiden yabancı dil için kasabilecek misin? Resim, aşçılık kursu gibi alternatifler iyidir

uzakdoğu sporları, sinir stres kalmaz..

benim işten vaktim kalsa kesinlikle bağlama kursuna giderdim.

romatizma olabilir mesela.

ishal var.

kıl dönmesi

agorafobi klostrofobi ?

anksiyete bozukluğu, panik atak.

bel fıtığı

tik atmama hastalığı.

prostat..

almancax.com ve almancam.com bunlardan biri.

evet ama oralarda konu anlatimlari var .. boyle bol bol alistirmalar yok malesef.

livemocha.com faydalı olabilir.

www.schubert-verlag.de
www.schubert-verlag.de
www.schubert-verlag.de
www.schubert-verlag.de
www.schubert-verlag.de

ve tüm diger almanca alistirmalari icin:
www.schubert-verlag.de

yanit anahtarli bir diger site:
www.deutsch-online.com

gutes gelingen.

harika.. cok cok tesekkurler =)

üstad erasmus için edindiğim tecrübelerden aktarıyım belki bi nebze olsun işine yarar.
öncelikle direk polonya konsolosluğuna git hani biz ücretsiz almıştık vizeyi erasmus olduğu için, tatil ya da gezi amaçlı fiyatı nedir ne değildir orasını bilmiyorum ama gidince sorarsın söylerler. belgelerin ve prosedür olayın tamamsa 3-5 günde hazır oluyo vizen. verdikleri vize şengen olacak. ikincisi buradan berlin'e bilet bul. her halükarda berline bilet daha ucuz olur. çünkü krakowa alırsan 400-500tlyi görürsün. sadece gidiş için bu söylediğim. ama eğer erkenden alsaydın krakowa 400-500 e gidiş dönüş ayarlayabilirdin. fakat genç adamsın sıkıntı olmaz berline gidip ordan da krakowa trenle geçmen. biraz uzun bi tren yolculuğu yaşarsın 12 saat civarı ama paran cebinde kalır. özellikle pegasus ve sun expresste berline ucuz biletler vardı fakat şu an yaz dönemi pahalı olabilir. eğer berline bilet bulursan şu yolu izleyeceksin:
istanbul ya da ankara esenboğa'dan; direk berlin schönefeld havalimanında inip burdan trenle krakowa geçeceksin. sun express de pegasus da olabilir sonuçta ikisi de schönefeld havalimanında indiriyo. neyse, schönefeld hava limanından geçiş var direk berlin hauptbahnhof'a yani central tren istasyonuna (metro ve tren garının birleştiği merkez) gelirsiniz.(tren de sayılmaz metro diyelim ve ücreti 2 euro filandır.) ha taksi de tutabilirsin hava alanı-hauptbahnhof arası 25-35 euro tutar. ama bence gerek yok 5-6 kişi değilsin bavulun da yok. zaten havalanı tren istasyonu 2 euro filan boşuna taksi tutma. neyse, halihazırda berlin hauptbahnhof' a geldikten sonra tren seferlerini takip ederek ya da girişteki danışmaya sorarak yardım alabilir krakow biletini alıp krakowda inebilirsin. krakow berlin tren fiyatını tam bilmiyorum ama krakow-opole(opole benim erasmus dolayısıyla ikamet ettiğim yer; krakowla da arası 3-4 saat) arası 20-25 euro gibi bi şeydi trenle. berlin krakow arası da 30 euro civarı bi şey olur diye tahmin ediyorum.
sonuç itibariyle berline ucuz yollu bilet bulursan trene de 30 euro verirsen paran cebinde kalır. misal biz 60 euro uçak bileti artı 25 euro tren parası vermiştik 200tlnin altına gitmiştik.

bu davetiye olayı nası işliyo bilmiyorum, ama davetiyeyle portekizdeki arkadaşı ziyaret eden bi arkadaş vardı davetiye iyi bi yol galiba vize vermede kolaylık sağlıyo. biz vize alırken mal beyanında filan bulunmadık bazı söylentiler vardı yok işte ailenin gelir durumu vs ama adam almadı o belgeyi biz yine yanımızda hazır tutmuştuk. zaten polonya konsolosluğunun sayfasından bakarsan hangi belgeler istendiği yazar.

baktın ki berline ucuz bilet yok polonya'ya alacaksın. varşova ebesinin nikahında. kuzeyde senin söylediğin şehir güneydoğuda kalıyo. krakow a daha yakın. bi 3 saat çeker diye düşünüyorum trenle. o yüzden krakow bulmaya çalış bileti. ama eğer warşova ucuz bulursan varşova al. polonyada tren çok pahalı bi ulaşım yolu değil. tahminim varşovayla rzeszow da 5 saat çeker. kız arkadaşın daha iyi biliyodur bunları tabi.

doğumgünü önemli bi müessese hatun kısmısı için özellikle. tabi burdan kalkıp oraya gidersen tam da doğumgününde güzel bi jest olur. eylülün ilk günlerine belki ucuz yollu bulabilirsin ama emin değilim. internet sitelerinden sürekli takip edeceksin havayollarının. bak bi de lot havayolları var o da bizim elemanlar tarafından baya tercih edilen bi firmaydı aklında bulunsun çünkü polak havayolu şirketi. elbette daha ileri tarihler için uçak bileti ucuz olur ne kadar erken alırsan o kadar iyi. senin yapacağın şey pegasus,sun express, lot, lufthansa yı harıl harıl araştırmak günleri değiştire dğeiştire. çünkü iki gün arasında bile uçak biletleri arasında dağlar kadar fark olabiliyo fiyat açısından. sonra da karar ver ve bi an önce bütçene göre karar ver. dediğim gibi vize bizim için çok zor olmadı ama tatil ve gezi amaçlı vize ve davetiye olayını bilmiyorum ama davetiye güzel bi şey bundan eminim :) kolay gelsin başka soracağın bi şey olursa yaz.

edit: bu arada ne şekilde gidersen git dönüş olayını da ayarla. yoksa ordan buraya gelmek berlinden de gelsen krakowdan da gelsen gidişten daha pahalı olacak. o yüzden o işi de çıkar ucuza kapat.

tavsiyeler için teşekkürler.

benim de önümüzdeki yaz aynı sebepten gitme ihtimalim var. ben bildiklerimi sayayım.

1) buradan uçağa atlayıp gidecekseniz, polonya konsolosluğundan polonya vizesi alabilirsiniz ki kız arkadaşınızın göndereceği davetiye bildiğim kadarıyla sadece polonya vizesi konusunda yardımcı oluyor. sonuçta davetiye "bu adam burada bizimle kalacak, zaten kısa süreliğine geliyor, belge melge istemeyin adamdan" anlamına geliyor. schengen vizesi alırsanız avrupa'da fink atabilirsiniz. o yüzden böyle bir fikir yürüttüm, doğruluğundan emin değilim.

2) bildiğim kadarıyla kendisi konsolosluktan bir belge neyin alıp size gönderiyor, siz de gerekli belgeler + bu zımbırtıyla birlikte konsolosluğa gidip başvuruda bulunuyorsunuz. davetiye ciddi kolaylık sağlar diye tahmin ediyorum, içerden adamımız var.

3) lataj.pl'den almayı düşünüyorum ben bileti. 400 liraya istanbul-varşova bileti bulmuştum geçen. ama tabii 6-7 ay öncesinden falan alırsanız öyle. şimdi alırsanız 600 lira civarında olur sanırım. bi' de uçuşlar aktarmalı, o korkutuyor beni. istanbul'da rötar yapıp italya'da gattusoların ortasında kalmak var.

4) bence bu dönemde ucuz olur. malumunuz, euro 2012 nedeniyle benim gittiğim vakitte tüm dünya polonya'yla ukrayna'ya akacak.

5) fikrim yok, onu ben de merak ediyorum.

***

hiçbir cevap kesin olmamakla birlikte "yardımı dokunur, fikrimi söyleyeyim" düşüncesiyle yazılmıştır.

çok karmaşık anlattıysam sadeleştirebilirim, haldır huldur giriştim yazmaya ..

hocam aman diyim almanya avusturya vs. bu ülkeler iyice cılkını çıkarttı işin sana su kadar soylıyeyım benım bıldıgım 45 50 kısı 6 ve uzerı aydır kıytırık bır vıze beklıyor avusturyadan. almanya daha kısa surede verıyor ama basvurunu kafalarına gore ret edebılıyorlar. dıger ulkelerd ebu yok egıtım hakkına saygıdan dolayı.

eger gıdebılıyorsan ıtalyay gıt devlet bursu sansın da var. ıtalya nedense bıze acayıp sempatık yaklasıyor. nette arastırısan gereklı bılgılerı alabılrısın. fransa belcıkaisvicre bile daha akıllıca oyle dıyeyım sana. nette arastırma yapar almanyada egıtım forumlarına bakarsan ne kadar salk sacma olayalrın dondugunu gorebılırsın.

bence kendi alanında yüksek lisans yapmalısın akademisyenlikte düşünüyorsun hem.neden bence bende sinema tv okuyorum ve öyle istiyorum :)
avrupa olunca toefl istenmiyor sanırım ama almanca gitmeden öğrenmelisin, seçeneğin yokmuş ama bence berlin yapılabilecek seçimlerde başta gelir eğer sinemada yüksek lisans yapacaksan. master işi her türlü zor olur ister burda ister yurtdışında yap farketmez sonuçta sinemada yüksek lisans fazlasıyla ayrıntılı ve önemli diye biliyorum.
ayrıca fotoğraf makinesi ne önerirsin hd video çekimi yapabileceğim :)

almanyada ıngılızce yuksek sansı var ayrıca almanca bılmesıne gerek yok testdaf ile sorunsuz baslar okuluna. eger bu belge yoksa orda kursa gıder gene alır. avusturyada oyle orasıda esd sınavı ıle bolume alıyor.

(bkz: testdaf)

vallahi başka bi ülke şansım çok yok gibi benim. bi de burs stresini kaldırabilir miyim ki? okul başvurularını kafalarına göre reddediyor olmaları beni çok geriyor. ama vize işini almanya'da çözebilirim gibi geliyor. vizeye kalsa keşke tek derdim, okul kabul etse de keşke. şu almanya'da eğitim forumlarına bakıcam ama.

çikolatalıgofretçiğim, sana mesaj yolluyorum duyuruda :)

evet ben de bi onu net öğrenebildim almanca bilmeme gerek olmadığını.. ben yine de becerebilirsem bu işi, sonrasında almanca öğrenmek istiyorum.

testdaf mecbur mudur? toefl olsa olmaz mı mesela? tesdafa mı hazırlanayım toeflı bırakıp

almanca okucaksan bolum dılın almancaysa mecburi ayrıca eyalet kanunları var berlınle krw eyaletı aynı kanunlara gore alım yapmaz almanyada okullar bagımsızdır kafasına gıre kabul verır. berlın frei uni harcsızdır ornegın ama kabul almak ıcın almancayı bılmenızı ya da ıngılızceyı kanıtlamanızı ıster almanca kursu vermez bun akarsılık duisburg uni sorgusuz kabul eder ama okul harcı vardır dıl kursu vardır. cok cesıtlı yanı.

bişey daha sorucam ;
iletişim meslek lisesi çıkışlıyım
radyo tv yayıncılığı var 2 yıllık
dikey geçişle gsf yi bitirdim

bunlar onlarda farklı bir program gibi algılanır mı peki? bi artısı bi bişeyi olur mu değerlendirmelerinde ?

Merhaba arpa,

ben su an Almanya'da yüksek lisans yapmaktayim. Türkiye'den gelirken vize almam gerekmedigi icin, buraya geldim ve

burada basvurularimi yaptim. Fakat daha önce Türkiye'de, Goethe'de almanca kurslarina devam etmis ve Oberstufe

sertifika sinavina girerek sertifika almistim.

Öncelikle okudugun bölüm acisindan Berlin'de devam etmen harika bir fikir bence. Arastirma asamasinda DAAD'nin

sitesini öneriyorum kesinlikle. Her sey bir yerde toplanmis: www.daad.de Sayfa üstünde

ingilizcesini secebilirsin. Söyle bir search sayfasinda bölüm bakabilirsin:

www.daad.de Site daha da gelismis tabii, iyice

kurcala.

Okullarin siteleri hakikaten sorularina cevap alacagin sekilde hazirlaniyor, bircok bilgiyi bulursun. Zaten

yukaridaki linkte ingilizce bölüm olarak arattiginda ingilizce olarak sayfaya bilgi de konulmus olsa gerek. Veya

direk Berlin'deki üniversitelerin sayfalarina bak. Hatirladigim kadariyla ingilizce versiyonlari mevcuttu.

Berlin'in en büyük artisi, bildigim kadariyla devlet üniversitelerinde dönem basina 500 euroluk bedelin alinmamasi.

Sadece 100 euro civari normal bir harc aliniyor (rakam degisebilir), bu da zaten sehir/eyalet ici ücretsiz

ulasimin, ögrencilik haklarin (indirimler vs.) icin ödenen bir miktar. Baska eyaletlerde bu bedelin üstüne bir de

500 euro aliyorlar iste, toplam 700 euro harc ödemis oluyorsun neredeyse. O yüzden Berlin cok mantikli, güvenilir

bir arkadasimdan duyduguma göre bir sanatci icin ideal bir sehir, cünkü ayni zamanda ucuz..

Almanya disindan basvurunun nasil yapilacagi gibi teknik bilgileri DAAD'nin sayfasindan, okullarin sayfasindan

bulursun diye tahmin ediyorum. Olmazsa, bulundugun sehirde Goethe Institut varsa eger, oraya git, bir sor.

TOEFL sertifikani muhakkak al, burada bir de onunla ugrasmazsin. Zaten ingilizce egitim veren bölüm, cok büyük

olasilikla TOEFL, IELTS vb. isteyecektir. Almanca konusuna gelince, buradaki yasaminda elbette cok büyük önem

tasiyor. Onu burada ögrenirsin bir sekilde, kurs arastirirsin, hele ki Berlin'de illa ki bir kurs bulursun diye

düsünüyorum. Türkiye'de ögrenmeye baslayacak olursan bayagi uzun sürebilir. Almanca bölüme gitmek istiyorsan en

azindan Test Daf isteyeceklerdir, klasik. Kisacasi hazirlanman gerekir.

Eger imkanin varsa (pasaportun acisindan falan), önceden gelip kendin de okullari gezip bilgi alabilirsin..

Bu arada, mezun oldugun okul Bologna kriterlerini uyguluyorsa, Bachelor (B.A.) olarak islem görürsün, Master'a

basvurabilirsin. Diger türlü cok bilemiyorum, kesinlikle arastirmak gerek. Bence bu da Goethe Institut'tan bilgi

almaya gittigin zaman (DAAD saatleri filan da oluyordu, birebir görüsme icin) ögrenilebilir.

Arastirmanda basarilar ve bol sans diliyorum!


Bir ögrenci :)

meraba:)
ben moleküler biyoloji masterı yapıyorum almanya'da, en azından genel master şartları hakkında bilgi vereyim.

almanya'da okullar paralı değildir ama dönemlik 600 eur harç yatırmanız gerekir. kalacak yeriniz varsa daha uygun olur ama, yiyecek içecek okul malzemeleri falan türkiye'den pahalı.

benim bölümüm ingilizce, başvuru şartı olarak toefl istiyorlardı ama bazı üniversiteler yüzyüze görüşüp ingilizce'nin yeterli olduğuna karar verirlerse istemeyebiliyorlar. almanca olan programlar da mevcut ama bence sıfırdan ders anlayacak seviyeye gelmek baya zor.

bizim bölüm alman ve yabancı öğrencileri beraber alıyordu mesela, her bölümün bir kontenjanı vardır diye düşünüyorum.

bence önce okul ve bölüm seçmeye bakın, her bölümün ayrı başvuru koşulları vardır ve bazı master programları sadece belirli lisans programlarından gelen öğrencileri kabul ediyor. eğer çok istediğiniz bir program olursa, hocalarla birebir iletişime geçin mutlaka, ne kadar istekli olduğunuzu belirtirseniz işiniz kolaylaşabilir. ben hatta başvurduğunuz okula gidip orada bi hocanın yanında vs part-time çalışmayı da öneririm, hem kabul alma şansınızı arttırır.

vize işi kabul olduktan sonra kolay, ama sabit bir gelir ya da bankada para göstermeniz gerekir genelde. öğrenci olarak geldiğinizde ayda 40 saate kadar part time çalışabilirsiniz, HiWi dedikleri öğrenci işi var, onu da sorun mutlaka.

kolay gelsin, ve kesinlikle vazgeçmeyin :)

almanyadan kim çıkmış ta sen çıkcan (fatih akın gibi olman için asimile bi türk olman lazım o da zman alır), bence doğru amerikaya git, belki film çekmezsin ama 2 sene film gibi hayatın olur :))

Eseksipasi merhaba.. tesekkurler tavsiyen icin. Ben film cekmek gibi bir hedefle istemiyorum bunu. Fatih Akini cok severim, basarili bulurum ama Almanya'dan çıkış yapmak gibi bir hayalim olmadı. Amerika ise bana cok uzak yaşamak için, eğitim için.. Gezmek, görmek süper olur tabii :)

ya bir saniye, adam sinema tv mezunu?

lodz sinema okuluna falan sorsan? gerçi lodz üniversitesi benim maillerime cevap vermiyordu ama sinema şeysi cevap verir belki. ya da gsü aracılığıyla ulaşabilirsin bir şekilde.

ben almanca kursuna başladım gençler. önümüzdeki sene de Berlin'de dil kursuna devam etmeği düşünüyorum. Aramız iyi şuan Almanca ile. Canım cicim ayı mı derler? Onu yaşıyoruz. ilerletince ne olacak bakalım. sıkılmadan çalışıyorum, zevkle kursa gidiyrorum..

Bu arada adam değilim ben, Kadınım :)
Bu bi fark yaratmaz ama "adam sinema tv mezunu?" deyince bi gülümsedim, bilin istedim..

b1.1 bitirdim gençler. yavaş ama kararlıyım sanırım :)

nw oldu son durum?

Berlin'deyim almanca kursuna devam ediyorum. Yavas ama kararliyim sanirim :)

Hocam size mesaj attım ama burdan da sorayım, sonuçlar ne oldu? şu an aynı süreçlerden geçen biri olarak çok merak ediyorum.

özelden mesaj attım, bakarsan çok sevinirim.

1- belki normal olan durum budur. sadece herkes şikayet etmediğinden farkında değilizdir.
2- ebay den ürün getirip satabilrsiniz
3- okul harcı gibi bir sebepten ötürü paraya ihtiyacın olduğunu söyle.

3. Parayı güzel bir dille iste, teyzen de olsa vermesi lazım. Ben de öğrenciyim sıkıştım v.s de.

bu tiplerin saıyısında bir artış gözlendi son zamanlarda.

türlü türlü dert var işte. ben 27 yaşındayım, 4000 liram yok.
1 - kız arkadaş eninde sonunda olur. sabırlı ol.
2 - 20 yaşında aylık 2000-3000 kazanabileceksen zaten daha ne okul okuyorsun ki. ayrıca aylık 1000 lira öğrenci olarak neyine yetmiyor.
3 - o 500 liraya ihtiyacın mı var hemen? yok. 4000 liran varmış işte. eninde sonunda verir teyzen. vermese de önemli değil. ayda 1000 lira kazanıyorum diyorsun, 500 lira para mı lan?
4 - pazarda limon sat.
5 - illa kendi sınıfından mı kız tavlayacaksın sanki. git bi kulübe falan gir. kız tavlayamasan da sosyal faaliyet olur senin için en azından.
6 - hayat 20 yaşında da 30 yaşında da sıkıcı. boşver, onu öyle kabul et.

sevgili lovelyboy
giderin varsa hepsi de olur.
1-kendime gore birini bulamıyorumdan kastın nedir?hoşlandıgın aktiviteleri yapparken çevreniş daha iyi gözlemlersen senin de nur topu gibi bir sevgilin olabilir.

2-anketorluk.ya da stand gorevlisi olabilirsin.
fiziğine güveniyorsan ve oyunculuk yapabilirim diyorsan ajanslara yazılabilirsin.

3-nasıl bir teyzeymiş o?üniversite okuyan adamın borcu odenmez mi?
iste bence.unutmuştur, ya da geçmişte hesaplaşamadıgınız bir konu vardır ona dayanarak vermiyor olabilir.
ya da bir arkadaşınıza teyzenin numarasını ver.bana borcu var desin arkadaşın ya da bankadan arıyorum vs. kurgulayabilirsiniz bçyle birşey.

4- fatal error

5- hoca ders anlayıyorken bir zekilik yapıp dikkat çekebilirsin.belki bu sayede tanınırsın.sonra da kişiyi seçip hamleni yapabilirsin.

@itsonlyhumannature sen de montla sıç kanka.

özel dersten kazandığın parayı bu yaşta başka alandan kazanamazsın. daha çok özel ders ver.

seni meslektaş olarak kazanabilirsek çok süper olur gibi geliyor.

1- yakışıklıysan kızlar seni bulur. değilsen inek ol, not istemeye gelirler.
2- azla yetinmeyi bil, zira okul bittiğinde 1000 tl ücretle sana avukatlık yaptıracaklar.
3- teyzeni icraya ver. gözünü para bürümüş baya ondan dedim.
4- yarışmalara falan katılsan?
5- 1'E bak.
6- zaten hayatın bi numarası yok. alışmaya çalış.
7- fakültende muhakkak yaşlı amcalar vardır. onlara bakıp haline şükret.

eve girmek istemiyorum neden meslektas olarak çok iyime geliyor dediniz ??
cvblarınız da guzel miş

1- Anladım

2- 1000 tl gelir ne demek lan? 150 tl'lik burs için gözüne uyku girmeyen adamlar tanıyorum. Sizin kazandığınız parayı kazansa başka bir öğrenciye burs verirlerdi. Açgözlülük kötüdür.

3- Aç gözlülük kötüdür.

4- Aç gözlülük kötüdür.

5- Belirli bir yöntemi yok. Senin tarzdakiler genelde içgüdüsel davranıyor. Yaratıcılığınızı kısıtlamak gibi olmasın ama çiftleşme dansından, koku salgılamaya kadar giden bir yelpaze var.

6- "Advenced" olan ingilizcenle üşenmiyorsan (ki üşenecek bir adama da benzemiyorsun, cevvalsin.) çeviri yap. Ek gelir olur.

7- Şimdi o iki yıl nereden baksan ayda 5000 liradan 120 000 lira sermaye kaybı. Senin için daha fazlası değil yani. Bişi olmaz iki yıl geç ölürsün...

8- Olm yapma lan. Öğrenci adamsın bunları düşünüp hayatını sikertme daha 20 yaşında.

20 yaşındasın, ve en büyük idealin zengin olmak.
bir apaçi yetişiyor! çok fena.

her insanın kendince önemli dertleri olduğuna inanıyor ve yaşadığı hayat nasıl olursa olsun, "mutsuzum" veya "derdim var" diyen insana saygı duyuyorum.

ama en azından şu saydıklarının dert olmadığını söyleyebilirim. niye dert olsun abi bunlar? ben senin yazdıklarından yola çıkarak hayatını "güçlü" olarak tanımlarım yahu. belli bir düzenin var ve üstelik hukuk okuyorsun. sevgili bulursun, merak etme. ayrıca ben her gün 500 kişiyle derse girsem okuldan çıkmazdım. o ne lan çok sosyal öyle.